Kayısı’da Terrabora Etkisi

Kayısı ve Terrabora

Kayısı Toprak İsteği

Kayısı ağacı; yarı sıcak ve sıcak bölgelerde, arazinin bol güneş gören güney yönlerinde, derin, geçirgen, az meyilli, sıcak ve besin maddelerince zengin, tınlı ve hafif kireçli, tınlı, kumlu tınlı ve humuslu topraklarda iyi gelişme gösterir ve meyve kalitesi artar.

Kayısı Hastalıkları

Kayısı Monilyası

Mantari bir hastalık olan monilya, kayısıcılık yapılan tüm bölgelerde görülmektedir. Hastalık; çiçek, çiçek sapı, meyve ve sürgünlerde zarar meydana getirmektedir. Hastalığın ilk belirtileri; çiçeklenmeden hemen sonra, çiçeğin taç yaprakları üzerinde başlangıçta yağ lekesi şeklinde ortaya çıkar, zamanla çiçeğin tümü hastalanarak kahverengine dönüşür ve bu kuruyan çiçekler genellikle dalda uzun süre asılı olarak kalırlar. Hastalık çiçek sapından dala geçer. Hastalanan dalın kabuğu altında kahverengi lekeler oluşur ve bir süre sonra dal tamamen kurur. Çürüklük meyve etinin içine doğru gelişir, zamanla meyve fungus sporları ile kaplanır. Bu meyveler suyunu kaybederek mumyalaşır ve dalda uzun süre asılı kalır.

Yaprak Delen Çil

Hastalık; kayısı ağaçlarının yaprak, meyve, tomurcuk ve genç dalları üzerinde belirti oluşturur. Zamanla bu lekeli kısımlar dökülür ve yaprakta delikler oluşur. Hastalık etmeni yaprak saplarını da hastalandırmaktadır. Meyve üzerindeki lekeler ise 1-2 mm çapında, yuvarlak ve dağılmış şekildedir. Ancak bazen bu lekeler birleşerek sıvama şeklinde meyve yüzeyini kaplamaktadır. Bu lekelerin ortaları koyu, etrafı açık kırmızımsı renktedir. Zamanla bu lekeler koyu kahverengi ve siyaha dönüşmektedir. Etmen tomurcuk ve sürgünlerde de zarar yapmaktadır.

Bu hastalık neticesinde meyvenin kalitesi düşmektedir ve verim üzerinde %30-60 oranında kayıplara neden olmaktadır.

Sürgün ve Dal Yanıklığı Hastalığı

Bakteriyel bir hastalık olup, etmenin yapraklarda oluşturduğu lekeler küçük, yuvarlak ve şekilsizdir. Başlangıçta soluk yeşil yağ lekesi görünüşünde olan bu lekeler, zamanla açık kahve ve kirli beyaza dönüşmektedir. Bu lekeli kısımlar kurumakta ve dökülmektedir. Genç sürgünlerde başlangıçta kabuk üzerinde kahverengi küçük belirtiler görülür. Bu lekeler boyuna ve enine büyüme gösterir. Sonra bu belirtiler sürgünü çepeçevre sarar. Hastalık esas zararını 1-2 yıllık sürgünlerde meydana getirmektedir. Mayıs-Haziran aylarında hassas sürgünlerde geriye doğru ölüm başlar. 5-6 yıl sonra ağaçlar tamamen kurumaktadır.

Cytospora Kanseri

Bu hastalık kayısı bahçelerinde önemli boyutlarda kurumalara ve ağaç ölümlerine sebep olmaktadır. Hastalık genel olarak tüm sert çekirdekli meyve türlerinde ve özellikle kayısı da apoplexi olarak adlandırılan ani ağaç ölümlerine, gövde ve ana dallar üzerinde geniş kanserlere dal kurumalarına ve zamanla ağaçların tümden ölümüne sebep olmaktadır. Hastalık bölgede daha çok zayıf, bakımsız, kış donlarından etkilenmiş, yanlış dönemlerde budanmış ve aşırı azotlu gübreleme yapılmış bahçelerde daha şiddetli olarak görülmektedir.

Kayısı Zararlıları

Yazıcı Böcekler

Ağaçların odun ve kabuk kısımlarında türlere özgü galeriler açarlar. İlk galeriye bırakılan yumurtadan çıkan larvalar, bu ana galeriye dik açıda ikincil galeriler oluştururlar. Bakımsız ve zayıf ağaçları ve bunların zayıf dallarını tercih ederler. Beslenme düzeni bozulan dalcıklar kurur. Gelecekteki meyve verimi düşer. Saldırıya uğrayan ağaçlar 2-3 yıl içerisinde kururlar.

Kuru Meyve Güvesi

Bu zararlı larva döneminde beslenir ve zarar yapar. Larvalar bulundukları gıda ortamında beslenerek ürün kayıplarına neden olurlar. Buna ek olarak çıkardıkları artıklar ve değiştirdikleri gömlek ve baş kapsülü kalıntıları ile ürünün niteliğini bozarlar.

Kayısı’da TerraBora Etkisi

• TerraBora su ile birleştiğinde; eşsiz miktarda orto silisilik (H4SiO4) ve monosilisilik asit (Si(OH)4) üretir. Bu sayede kayısı ağacında oluşabilecek fungal hastalıklara karşı ağacı korur. Kayısı ağacının sağlıklı bir şekilde gelişimini destekler. Kayısının dal ve gövde sağlamlığını artırır.

• Mantar ve bakteriyel hastalıklar ile mücadele eder.

• Kayısı ağacını, sürgün ve dal yanıklığı, monilya ve yaprak delen çil gibi birçok hastalıktan korur. Toprakta bulunan zararlıların yaşama alanını daraltarak yok eder. Böylelikle hastalık ve zararlılardan arınmış topraklarda yaşayan sağlıklı kayısı ağaçlarından alınan verim %30 ila %40 oranında artmış olur.

• Kayısı ağacında sürgün oluşumunu %30 oranında artırır, ayrıca çiçek tomurcuklarının gelişimini ciddi bir şekilde destekler, böylelikle hasatta alınan tonajı doğrudan ciddi bir şekilde etkiler.

• Topraktaki faydalı bakteri popülasyonunu artırır. Organik maddece zengin topraklarda yaşayan sağlıklı kayısı ağaçlarının; meyve kalitesi, iriliği ve sayısı daha fazla olur.

Zararlılar Üzerinde TerraBora Etkisi!

• Hastalık yapıcı zararlılar, bitkinin yaprak yüzeyini (kutiküla, hücre duvarı) delerek hücre zarının içine nüfuz etmesi sonucu zarar oluşturur. TerraBora su ile birleştiğinde; eşsiz miktarda orto silisilik (H4SiO4) ve monosilisilik asit (Si(OH)4) üretir.

• Bu sayede; bitkilerin sap veya yapraklarında silisyum, pektin ve kalsiyum iyonlarıyla birleşerek silika-selüloz tabakası oluşturmak suretiyle epidermal bitki dokularında polimerize olurlar. Bu silika katmanı kutiküla ile hücre duvarı arasında yer alır ve bir koruyucu bariyer gibi zararlıların hücre içine nüfuz etmesini engeller.

Fungal Hastalıklar Üzerinde TerraBora Etkisi!

• TerraBora su ile birleştiğinde; eşsiz miktarda orto silisilik (H4SiO4) ve monosilisilik asit (Si(OH)4) üretir.

• Bu sayede; bitkilerin meyve ve yapraklarında silisyum, pektin ve kalsiyum iyonlarıyla birleşerek silika-selüloz tabakası oluşturmak suretiyle epidermal bitki dokularında polimerize olurlar. Bu silika katmanı kutiküla ile hücre duvarı arasında yer alır ve bir koruyucu bariyer gibi zararlıların hücre içine nüfuz etmesini engeller.

• Bitki için hayati öneme sahip plasma membranlarının fonksiyonu artırır, strüktürel yapısına katılarak hemeostaziyi sağlar.

• Silisyum aynı zamanda epidermal hücrelerin hücre duvarlarındaki organik bileşiklerle kompleksler oluşturarak; funguslar tarafından salgılanan enzimler ile hücre duvarlarının parçalanmaya karşı direncini de artırır.

• TerraBora içeriğindeki silisyumun diğer bir koruyucu özelliği ise abiyotik stres azaltması bu fiziksel olarak bitkiyi dış streslere karşı koruyucu bir duvar oluşturmasıdır. Bu dış stresler nelerdir; sıcaklık, kuraklık, düşük ve yüksek sıcaklık, ultra viyole (mor ötesi), konakçılar gibi fiziksel ve ağır metal ve tuzluluk(salinity) gibi kimyasal etmenlerdir.

• Kuraklık stresine karşı bitki, iç yapısındaki kütikilanın alt yüzeyinde silika birikmesi sonucu terleme ile olan su kaybına karşı bir önlem alır ve yaprak yüzeyini artırarak koruma sağlar. Yüksek güneş tahribatına ve yüksek sıcaklıklara karşı silika yapının sunduğu ve fiziksel özelliklerinden biri olan termal ve pasif soğutma mekanizması sayesinde koruma sağlar. Silisik asidin suda çözünmüş hali tuzluluk ve metal iyonlarına karşı (Zn,Al,Mn,Cd) bitkinin toleransını artırır ve diğer yandan enzimatik ve enzimatik olmayan aktivitelerin artmasına olanak sağlarken diğer yandan lipid peroksidasyonunun azalmasını sağlar. Bu enzimatik antioksidanlar super oksit dismutaz, katalaz enzimatik olmayan oksidant ise askorbattır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir