Turunçgiller ve TerraBora
Turunçgiller Toprak İsteği
Turunçgiller, bitki besin maddelerince ve humusca zengin, süzek geçirgen toprakları tercih ederler. Turunçgiller için uygun topraklar; hafif ve orta ağır yapıda, iyi drene olabilen, gevşek ve iyi havalanabilen, kumlu, kumlu-tınlı, tınlı, killi tınlı yapıdaki topraklardır.
Turunçgil Hastalıkları
Turunçgillerde Uçkurutan
Uçkurutan bitkiyi ekim-mart aylarında hastalandırır. Belirtiler hastalıktan 1–1,5 ay sonra görülür. Şiddetli durumlarda ağaçlar tamamen kurur. Hastalığın tipik belirtileri dallarda görülür. Hastalanan dallardaki yaprak ayaları dökülür, yaprak saplarının dal üzerinde kalması tipiktir. Tepeden kuruyan dallar kesildiğinde odun dokusunda turuncu veya kahverengimsi kısımlar görülür.
Turunçgillerde Kurşuni Küf Hastalığı
Hastalık çiçekte sarımsı kahverengi lekeler şeklinde görülür. Kısa sürede tüm çiçek ve çiçek salkımları fungusun gri renkteki spor kitlesi ile kuşatılır. Hastalanan çiçekler kurur ve dökülür. Meyve yüzeyinde kabartılar oluşur. Etmen daha çok çiçeklerde zarar yapar. Meyve enfeksiyonları olgunlaşmış meyvede ve hasat sonrası depoda görülebilir.
Turunçgil Meyvelerinde Kahverengi Çürüklük ve Gövde Zamklanma Hastalığı
Etmen, gövde ve kalın dalları hastalandırarak daha çok aşı yerinin üzerinde, gövde kabuğunda zamk akıntısı oluşturan büyük yaralar meydana getirir. Lekeli kabuk dokusu zamanla kararır ve çatlar. Lekeli kabuk dokusunun altındaki odun dokusunda etmenin gelişimi görülmez.
Turunçgil Dal Yanıklığı
Hastalık, genç sürgünlerde soğuktan yanmış gibi zarar yapar. Sürgünler kısa zamanda çıplaklaşır ve kurur. Hastalığın ilerlemiş halinde, siyahlık yaprak sapından dala geçerek dalda oval ve uzunumsu siyah lekeler meydana getirir. Yaprak düşer ve zamanla lekeler kızıl kahverengine döner. Eski lekeler, çatlayarak kabuk şeklinde daldan ayrılır.
Turunçgilde Kahverengi Leke
Hastalık; yaprakların delinmesine, yırtılmasına, sararıp dökülmesine, genç sürgünler üzerinde yanıklık şeklinde kuru kısımların oluşmasına daha sonra ise tamamen kurumasına yol açar. Meyvelerde hastalık çukurlaşmış siyah lekeler şeklindedir. Ağaç üzerinde uzun süre dökülmeden kalan hastalıklı meyvelerin kabuğunda kuşgözüne benzer belirtiler oluşur.
Meyve Ağaçlarında Rosellinia Kök Çürüklüğü
Hastalığa yakalanmış ağaçlardaki ilk belirti yapraklardaki sararmalardır. Yaprak sararmaları ağacın tümünde veya ağacın bir yönünde olabilir. Sararmanın yanı sıra yapraklarda küçülme de olur. Zamanla yapraklar kuruyup dökülür. Hasta ağaçlarda büyümede durgunluk ve geriye doğru ölüm görülür. Meyve verimi ve kalitesi düşer, meyveler irileşmeden ve olgunlaşmadan dökülürler.
Limon Tıkanıklık Hastalığı
Ağaçlarda aşı yerinde şişmeler görülür. Hastalık ilerledikçe bu şişlikler ur halini alır, ağacı bir kuşak gibi sarar ve anacın üzerine sarkar. Yapraklar sararır, dökülür ve ince dallarda kurumalar olur. Ağaçta gelişme durur ve şişen kısımlarda zamklanma olur. Şişen kısımlardan kabuk kaldırıldığında gövdede iğne ucu gibi şişlikler görülür. Bulaşık ağaçlarda %50–90 oranında verim kayıpları olmaktadır.
Turunçgil Palamutlaşma Hastalığı
Yaprakların şekli bozulur, küçülür ve ovale benzer bir şekil alır. Yaprak uçlarında ve damar aralarında çinko noksanlığına benzer lekeler görülür. Yaprak sapı ile dal arasındaki açı daralır. Ağaçta çalılaşma ve genel bir bodurluk görülür. Bulaşık bahçelerde yılın her ayında ağaçlarda çiçek veya meyve görülür. Hastalığın en tipik belirtisi ağaçların zamansız çiçek açmaları ve meyvelerin olgunlaşmaya doğru palamut şeklini almalarıdır. Meyvenin simetrisi bozulur, tadı ekşir ve acılaşır. Göbekli portakallarda göbek kaybolur ve içeriye doğru çöker. Meyve çekirdekleri küçük ve kahverengi olur, çekirdeklerin çimlenme gücü zayıflar.
Turunçgillerde Tristeza Virüsü
Turunç anacı bu etmene karşı çok hassastır. İlkbaharda ani solmayla birlikte yaprak dökümü bariz belirtisidir. Bulaşık bitkilerde aşırı bodurluk, çalılaşma ve çinko noksanlığına benzer klorozlar oluşur. Geriye doğru ölüm en şiddetli ve bariz belirtisidir. Bulaşık bitkinin aşı yerinde şişkinlikler ve kabuk altında gövdede balık dişi gibi çıkıntılar görülür. Bitkilerin iletim demetlerinde kahverengi lekeler oluşur ve iletim demetleri ölür. Bulaşık ağaçlar çok fazla meyve tutar, meyveler küçük kalır ve mumyalaşıncaya kadar dalda kalır.
Turunçgillerde Taşlaşma Hastalığı
Hastalık etmeni yaşlı ağaçlarda ve daha çok meyvede zarar yapar. Meyvenin olgunlaşmadan dökülmesine ve kalitenin bozulmasına sebep olur. Hastalık meyvelerin kabuk kısmında dairesel lekelenmelere neden olur. Meyve elle sıkıldığında sert şişkinlikler hissedilir. Meyve kesildiğinde bu sert yerlerin altında zamklanma oluştuğu görülür. Hastalıklı meyvelerin şekilleri bozulur ve küçülür. Hastalıklı ağaçlarda yapraklar meşe yaprağı formunu alır.
Turunçgil Zararlıları
Turunçgil Yaprak Galeri Güveleri
Turunçgil yaprak galeri güvesi beyazımsı, gümişi renkli yaklaşık 3-4 milimetre büyüklüğündedir. Hızlı çoğalır. Gelişmesini tamamlamış ağaçlarda, fidanlıklarda ve yeni tesis edilmiş bahçelerde önemli zararlar oluşturur. Yaprak ve sürgünlerde oluşturdukları galeriler nedeniyle yapraklar kıvrılır, daha sonra kahverengileşerek kurumalar olur.
Kırmızı ve Sarı Kabuklu Bitler
Bu kabuklu bitler turunçgillerin meyve, yaprak, sürgün, dal ve gövdelerinde bitki özsuyunu emerler. Bu nedenle meyveler küçük kalır, yapraklarda bulunduğu yerlerde klorofil oluşamaz, gözenekleri kapattığı için özümlemeye engel olur ve çok ileri zararlanma durumunda dalları hatta ağacı tamamen kurutabilirler.
Unlu Bit
Mayıs ayı başlarından itibaren meyve çanak yaprağı arasına giren zararlı, boğaz kısmından meyveye giden besini emerek meyvenin zayıf kalmasına ve dökülmesine neden olur. Çıkardıkları tatlı maddeler üzerinde fumajin mantarları gelişerek ağaçlar isli bir görünüm alır.
Yaprak Bitleri
Turunçgillerin taze sürgün ve yapraklarında genellikle koloniler halinde bulunurlar. Siyah, yeşil veya gri renktedirler. Vücutları tombul armut şeklindedir. Bitki özsuyunu emerek yaprakların küçük kalmasına, kıvrılmasına, çıkardıkları tatlı maddeler sonucu yaprakların islenmesine ve ayrıca virüslerin taşınmasına neden olurlar. Turunçgillerin genç fidanlarıyla özellikle mandalinalarda zararlı olurlar.
Kırmızı Örümcek
Erginleri kırmızı kadife renkli olup, vücut üzerinde kıllar bulunur. Turunçgillerde yaprak ve meyve üzerinde emgi yaparak beslenir ve zararlı olur. Kuru ve sıcak havalarda yoğunluğu artar. Daha çok geniş etkili ilaçların kullanıldığı bahçelerde ortaya çıkar ve zarar verir.
Turunçgiller’de TerraBora Etkisi
• TerraBora su ile birleştiğinde; eşsiz miktarda orto silisilik (H4SiO4) ve monosilisilik asit (Si(OH)4) üretir. Bu sayede turunçgillerde oluşabilecek fungal, bakteriyel ve viral hastalıklara karşı ağacı korur. Turunçgil ağaçlarının sağlıklı bir şekilde gelişimini ve yaşamını destekler.
• Toprakta bulunan zararlıların yaşama alanını daraltarak yok eder. Böylelikle hastalık ve zararlılardan arınmış topraklarda yetişen sağlıklı turunçgil ağaçlarından alınan verim %30 ila %40 oranında artmış olur.
• TerraBora içeriğinde bulunan makro ve mikro besin elementleri ile turunçgil ağaçlarının sürgün gelişimini ve meyve tutumunu destekler, turunçgillerde oluşabilecek besin noksanlıklarını engeller. Bu da hasattan alınan tonajı ciddi bir şekilde etkiler.
• Topraktaki faydalı bakteri popülasyonunu artırır. Organik maddece zengin topraklarda yetişen sağlıklı turunçgil meyvelerinin, ürün kalitesi ve meyve miktarı daha fazla olur.
• Normal şartlar altında 30 cm ila 40 cm arasında olan pulluk tabanı, düzenli TerraBora kullanımı ile 70 cm ila 80 cm derinliğe çekilir. Pulluk tabanı derin olan topraklar bitkinin sağlıklı beslenmesi açısından çok önemlidir.
Zararlılar Üzerinde TerraBora Etkisi!
• Hastalık yapıcı zararlılar, bitkinin yaprak yüzeyini (kutiküla, hücre duvarı) delerek hücre zarının içine nüfuz etmesi sonucu zarar oluşturur. TerraBora su ile birleştiğinde; eşsiz miktarda orto silisilik (H4SiO4) ve monosilisilik asit (Si(OH)4) üretir.
• Bu sayede; bitkilerin sap veya yapraklarında silisyum, pektin ve kalsiyum iyonlarıyla birleşerek silika-selüloz tabakası oluşturmak suretiyle epidermal bitki dokularında polimerize olurlar. Bu silika katmanı kutiküla ile hücre duvarı arasında yer alır ve bir koruyucu bariyer gibi zararlıların hücre içine nüfuz etmesini engeller.
Fungal Hastalıklar Üzerinde TerraBora Etkisi!
• TerraBora su ile birleştiğinde; eşsiz miktarda orto silisilik (H4SiO4) ve monosilisilik asit (Si(OH)4) üretir.
• Bu sayede; bitkilerin meyve ve yapraklarında silisyum, pektin ve kalsiyum iyonlarıyla birleşerek silika-selüloz tabakası oluşturmak suretiyle epidermal bitki dokularında polimerize olurlar. Bu silika katmanı kutiküla ile hücre duvarı arasında yer alır ve bir koruyucu bariyer gibi zararlıların hücre içine nüfuz etmesini engeller.
• Bitki için hayati öneme sahip plasma membranlarının fonksiyonu artırır, strüktürel yapısına katılarak hemeostaziyi sağlar.
• Silisyum aynı zamanda epidermal hücrelerin hücre duvarlarındaki organik bileşiklerle kompleksler oluşturarak; funguslar tarafından salgılanan enzimler ile hücre duvarlarının parçalanmaya karşı direncini de artırır.
• TerraBora içeriğindeki silisyumun diğer bir koruyucu özelliği ise abiyotik stres azaltması bu fiziksel olarak bitkiyi dış streslere karşı koruyucu bir duvar oluşturmasıdır. Bu dış stresler nelerdir; sıcaklık, kuraklık, düşük ve yüksek sıcaklık, ultra viyole(mor ötesi), konakçılar gibi fiziksel ve ağır metal ve tuzluluk(salinity) gibi kimyasal etmenlerdir.
• Kuraklık stresine karşı bitki, iç yapısındaki kütikilanın alt yüzeyinde silika birikmesi sonucu terleme ile olan su kaybına karşı bir önlem alır ve yaprak yüzeyini artırarak koruma sağlar. Yüksek güneş tahribatına ve yüksek sıcaklıklara karşı silika yapının sunduğu ve fiziksel özelliklerinden biri olan termal ve pasif soğutma mekanizması sayesinde koruma sağlar. Silisik asidin suda çözünmüş hali tuzluluk ve metal iyonlarına karşı (Zn,Al,Mn,Cd) bitkinin toleransını artırır ve diğer yandan enzimatik ve enzimatik olmayan aktivitelerin artmasına olanak sağlarken diğer yandan lipid peroksidasyonunun azalmasını sağlar. Bu enzimatik antioksidanlar super oksit dismutaz, katalaz enzimatik olmayan oksidant ise askorbattır.
Bakteriyel Hastalıklar Üzerinde TerraBora Etkisi !
• TerraBora su ile birleştiğinde; eşsiz miktarda orto silisilik (H4SiO4) ve monosilisilik asit (Si(OH)4) üretir.
• TerraBora içeriğindeki silisyumun, pektin ve kalsiyum iyonları ile birleşerek silika-selüloz tabakası oluşturması bu yara ve siğillerin kapanmasını sağlar. Kapanan yara ve siğillerde zararlı bakterilerin yaşam döngüsü sonlanır.
• Bitki hastalıkları tarımsal üretime sekte vuran en önemli etkenlerden biridir. Bunun sonucu olarak ürün verimi ve kalitesinde gözle görülür bir azalma olur.
TerraBora içeriğindeki amorf silika,
• Hastalıklara karşı bitkinin hücre duvarının yapısına katılarak koruyucu bir bariyer oluşturur, bu özelliği sayesinde bitkide ürün veriminde ve kalitesinde ki kayıpları engeller.
• Birçok bitki türünde büyüme ve üremeye doğrudan etkidir.
• Bitkiyi çevresel etkenlerin risklerine karşı korur.
• Kutikülanın yapısına katılarak yaprak için gerekli olan K, P, Ca gibi besin elementlerinin hücre içine alınmasını kolaylaştırır.
• İletim demetlerinin yapısına katılarak yaprak için gerekli elementlerin daha düzenli taşınmasını sağlar.
• Toprakta ağır metallerin toksik etkisini hafifletir.
- Terrabora Organik Gübre Nedir?
- TerraBora Uygulama Videoları
- Terrabora Sertifikaları ve Tescil Belgeleri
- Terrabora’nın Sergilendiği Fuarlar
- TerraBora Kullanım Alanları
- TerraBora’nın Etkileri
- TerraBora ve Organik Tarım
- TerraBora’nın İçeriği